Aklımın almadıkları

Mevsimler şaşırmış belli.

Belki de biz tanımlayamamış, bilememişiz mevsimleri..

Kim bilir? Belki de bunlar iklim krizinin ayak sesleri..

Bu mevsimlerden olsa gerek bu hastalık hali.

Pandemi sonrası  semptomlar da olabilir mi? Belki.

Mutlaka hepimiz hasta olmalıyız, ya da deli..

Bu haberlere bu denli katlanabilmenin, hele ki kimilerinin tüm bunlara rağmen sessizliğinin, kayıtsızlığının başka bir sebebi olabilir mi?

Aklımın almadığı şeyler bunlar..

Çocuk tacizlerine/ istismarlarına habire yenisi ekleniyor.

Yurtlara emanet ettiğimiz çocuklar, çocuklarımız..

Bu yurtlarda ne oluyor, ne dönüyor? Neden tüm yurtlar denetlenmiyor?  Neden tarikat/ cemaat/ dini vakıfların yurtlarına izin veriliyor? Devlet neden denetlemiyor?

15 Temmuz gibi bir kabusu biz yaşamadık mı? Buna rağmen bu yapılanmaların kamuda, orada burada, hele ki yurtlarda olmasının anlamı ne? Hangi mantıkla?

Bazen anlayamıyorum. Hiç mi ders alınmaz yaşananlardan?

Dahası, biz nasıl insanlar olduk ki çocuklara taciz/ istismar haberleri bitmiyor. Nasıl böyle sapkın  insanlar çıkıyor toplumumuzdan?

Daha yeni değil mi 6 yaşındaki kız çocuğumuzun haberi?

Daha yeni değil mi yurtlardaki intiharlar? Kaç gencimiz daha yitecek? Nereye kadar?

Hukukta mı sorun var, yasalar mı yetersiz, cezalar mı caydırıcı değil?

Dünya mafyasının ülkemizde işi ne sonra? Çok güzel açılmışız dünyaya. Hadi mazlumların yanındayız dedik diyelim, mafyanın mazlumluğu nerede? Ne arıyor bu adamlar ülkemizde? Neden silahlar sıkılıyor şehirlerimizde? Mafyaysa bunlar, aranan adamlar değil mi zaten? Biz bir adım dışarı çıkamazken, vize alamazken, sımsıkı kontrol edilirken, bu adamlar nasıl giriyor ülkemize.

Sağlık?

İlaçlar?

Geçim derdi? Enflasyon?

Barınma?

Adalet?

Uyuşturucu?

Eyt?

İş bulamayan vasıflı, vasıfsız insanlarımız?

Hakkını arayan işçilerimiz, emekçilerimiz?

Ülkemizden maalesef giden/gitmeye çalışan  doktorlarımız, uzmanlarımız ve nice pırıl pırıl gençlerimiz?

Parayla lisans ve lisans üstü diploma/belge alınması diye de bir şey varmış? Okuyup ne yapacaksın tabii. Haklı insanlar, diploma olsun kâfi. Ver parayı al diplomayı. Öyle değil mi?

 “Ne olmak istemiştiniz efendim, duyamadım? Astronot mu? Hay hay hemen diplomanızı basıp getireyim. Parayı verin siz, kampanyamız var bir de, bir astronot diploması alana NASA’ya servis hediye..” Eee, olur mu olur. Uyanık milletiz biz. Olursa şaşırmam.

Sonra ebabil bir kuş türü değil miydi? Doğruysa iddia, ne işi var bunların elinin bizim cebimizde?

Çıkılan İstanbul sözleşmesi ve hâlâ içinden çıkılamayan kadına şiddet ve kadın cinayetleri?

Neye yanmalı neye bakmalı bilmiyorum.

Kesin pandeminin ardıl semptomları bunlar, pandemi bağlantılı. Başka bir açıklaması olamaz diye düşünüyorum.

Umarım bir an önce geçer bu semptomlar da tamamen iyileşiriz. Kronik hastalık olmasın yeter ki, öyle olursa fena.

Hep birlikte öğrendik ki;

tartışmalı da olsa 14 Mayıs 2023 seçim tarihi olarak atıldı ortaya. Yarın öbür gün her yer şenlik alanı olacak. Hiç şüphesiz ki tüm partiler eşit/adil yarışacak. Her partiyi tarafsız medyamız eşit ağırlayacak. Her partinin sesi duyulacak. Sanırım demokratik sistemlerde seçim denen şeye böyle gidiliyordu değil mi? Biz de demokratik bir ülke olduğumuza göre?

O halde o sandıklardan güzel günler çıkmasını dileyelim.

Pandemiden de, ardıl semptomlarından da, hastalıklardan da uzak, sağlıklı, adil, huzurlu, güvenli, güzel günler olsun önümüzde..

 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Gazeteci Ali Orhan’ın adı Muratpaşa’da yaşayacak

Karaalioğlu Parkı içerisindeki izinsiz yapılar yıkılıyor