Önce sınav

Hayatın bir sınav olduğu tabiri

Çocukları ve gençleri at gibi yarıştırdığımız sınav düzeninden ibaret eğitim sisteminden çıkıldığında da bitmiyor sınavlar. Hayatı bir tünele benzetirsek,  o tünelin içinde de bir sürü sınav bekliyor bizi.

Hayat sınavın ta kendisi.

Okulda sınav, işte sınav, orada sınav, burada sınav .Bunlar formel. Hayat öyle mi peki?

Aslında “sınav” adı altında girdiğimiz tüm bu  formel sınavlar öğrendiklerimizin, daha doğrusu ezberlediklerimizin ölçülmesi/değerlendirilmesine yönelik. Sınav çıkışı öğrendiklerimiz de olmuyor mu? Oluyor tabii ki. Alıp atıyoruz beynimizin kıvrımlarına çöp misali.

Hayatın ise ”sınav” adı taşımayan sınavları değişik.. Önce sınav yapıp, bu sınavla öğretiyor hayat. Usul tamamen farklı. Zaman belirsiz, sınavlardaki soru ve sorunlar belirsiz. Bir nevi sürpriz.

Bu sınavlarla öğrendiniz, öğrendiniz, öğrenemediniz mi? Tekrarı yok. Sınavdan edindiğiniz derslerle eyvallah diyerek,  bir sonraki sınava ilerlersiniz. .

Bu sınavlardan önce ders yoktur. Önce sınav, sonra ders gelir ki konunun zorluğu buradadır. Tabii bu da görebilene, anlayabilene.

Eğitim çoğu kez ezberdir, hayat ezber kaldırmaz, ezberleri bozar.

Eğitim diktedir, bir şeyleri olduğu gibi şablon halinde ezberleme ya da  öğrenmedir. Sınavların cevabı da  verilen eğitimin içindedir

Hayatsa sorgulamadır, dikte etme/ şablonlar işe yaramaz. Şablonlara oturtulan hayat önyargı ve içe kapanıklık getirir. Dikte edilen hayatsa, zaten sizin hayatınız değildir. Bunların bize, insana bir faydası olmaz.

Hayat tecrübelerinden ders almak için yaşadıklarını sorgulaman, anlaman, düşünmen gerekir. Ne yaşadım, neden yaşadım, ne yaptım ve sonucu ne oldu?

Sonra; hepimiz ne yaşadık gerçekten, neden yaşadık ve sonucu ne oldu. Aslında içinde bulunduğumuz dönemde sorgulanması gereken tam da bu bence.

Düşüncenin, sorgulamanın olmadığı yerde senin/benim/ bizim hayatımız olmaz, olamaz.

Yaşanır tabi, nefes alınır sonuçta. Malum biyolojik organizmalarız. Yaşanmaz değil lakin, bu hayat bizim hayatımız değil de bize dikte edilen/ezberletilen, başkasının bizim için kendince düzenlediği bir hayattır.  Orada ne sen, ne ben, ne biz, ne de insan olur.  Olan tek şey bizim; planlanan bir düzende birilerinin elinde bir oyuncak/alet/ evcil olduğumuzdur. Gerçekte yaşayanlar ve önemli olansa sadece sistem ve tabii ki bu sistemi elinde tutanlar olur.

Bu sebeple belki, bu adı olmayan sınav diğer formel sınavlara benzemez. İş daha ciddi ve daha çetrefilli.

Hayat şablonlarla, ezberlerle yaşanmaz.

Kaybedilen zamanın ve hayatın ise bildiğimiz gibi telafisi olmaz…

Sınavların bir kısmı geldi, geçti. Önümüzde ise yine yeni sınavlar var.

Eski sınavlardan ne ders aldık, ne öğrendik, hatalarımızdan pay aldık mı, ya da kaçımız aldık meçhul. Kurtarma sınavı var mı? Korkarım yok.

Ne diyelim?

Gözümüzün, düşüncelerimizin, duyularımızın, duygularımızın açık olduğu iyi bir sınav olsun önümüzdekiler. Güzel dersler versin, güzel günler getirsin beraberinde, hem de aydınlık günler.

İyi sınavlar herkese, başarılar.

 

 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Şoförler tüm haklarıyla Büyükşehir’e geçecek

Sözleşmeliye kadro teklifi kabul edildi