Rahatsız insanlarız vesselam

Bir kısmımız kutlayanları neredeyse topa tutacak.

Neden?

Herkesin inancı kendine öncelikle.

Biz laik bir ülkeyiz, her dinden ve her mezhepten vatandaşımız var bu ülkede. Ateistimiz de var, deistimiz de.

İnançlar konusunda kimse kimseyi baskılayamaz, baskılamamalı.

Kimse bu noktada diğerine karışmamalı, müdahale etmemeli.

Farklılıklarımız zenginliğimizdir. Bunu özümsemeli, anlamalı.

Gelin görün birileri var ki; insanlara olur olmadık müdahale etmeye çok meraklı.

Rahatsız insanlarız vesselam, bildiğiniz rahatsız..

Evet, ben merak ediyorum bunu.

Neden bazılarını bu kadar rahatsız ediyor insanların herhangi bir şeyi kutlaması ya da kutlamaması?

Neden huzursuzluk veriyor başkalarına?

Kutlarsın kutlamazsın o ayrı konu.

İnancındır, değildir. Ya da sadece bir bahane olarak görür, eşinle dostunla bir araya gelir kutlarsın. Ya da başkaları kutlar, sen katılmazsın.

Sana zorla “kutla” diyen yok, “şunu yap, bunu et” diyen yok. “İnan” ya da “inanma” diyen de yok. Sana zoraki alkol içiren de yok.

Eee?

Neyi ve neden dayatmaya çalışıyoruz bu çağda?

Eğlenebilir insanlar, alkol alabilir. Yararı da zararı da kendine ve kendi cebinedir.

Senin özel alanına/ özgürlük alanına müdahale etmiyorsa, neden rahatsızsın? Nedir bu bencillik?

 “Benim doğrum doğrudur, benim isteğim doğrultusunda şekillenecek diğerlerinin dünyası. Benim istediğim gibi yaşayacaklar.”

Neden? Bu dayatma niye?

Patriyarkal sistemin kokusu var bu görüşün içinde.

İnançsa konu sen de kulsun ben de.

Hesapsa konu, herkes kendi hesabını kendisi verir bu dünyadan ötede.

Sen mi benim hesabımı vereceksin?

Öyleyse?

Benim iyiliğimi kötülüğümü, inanıp inanmadığımı düşünmek sana mı kaldı?

Sonra kime göre iyi?

Acaba senin iyin, benim iyim mi?

Benim yaşantım neden alakadar etsin herkesi?

Ya da başkalarının yaşantısı neden alakadar etsin beni?

Benim kesemden mi yiyor içiyor insanlar?

Hakkımı, hukukumu mu gasp ediyorlar?

Bunlar varsa, hadi gidip hesap soralım hep beraber..

Sonra;

eğleniyorlarsa, gülüyorlarsa neden rahatsızız?

Benimle ya da seninle mi alay ediyorlar, bana ya da sana mı gülüp eğleniyorlar?

Müzik dinliyorlarsa, dinlesinler. Benim ya da senin gibi kös kös oturmak zorunda mı insanlar? Zevk  bu. Kimi müzik dinler, kimi dinlemez.

Bırakın şu 3 günlük dünyada böyle şeyleri.

İsteyen kutlasın isteyen kutlamasın bayramı, yeni yılı, özel günleri, Noel’i..

Zaten insanların çoğu çağımızın hastalığı depresyonda, yaşam kavgasında, kaygı düzeyleri yüksek.

Biraz rahatlamak istiyorlar belki?

Giydiğine karış, gezdiğine karış, yediğine karış, içtiğine karış..

Düşünme diyeceğiz yakında, sakın ha düşünme….

Ama zor durumdaysa karşındaki, hiç karışmazsın ona.

Gemisini kurtaran kaptan sonuçta.

Başka iş güç yok, işimiz milletin özel hayatını kendi istediğimiz şekliyle düzenlemek.

Bu toplum için bir şey yapmak istiyorsak, ama gerçekten samimi bir şeyler yapmak istiyorsak; şu özel hayatlara müdahaleyi, mahalle baskısı, toplum baskısı denen şeyi öncelikle bırakmalıyız. Önümüze bakmalıyız.

Üret, hakla hukukla yola devam et. Baskıya zulme karşı ol, diren. Adaletli ol, dürüst ol, eşitlikçi ol. Bunlar için mücadele et.

Bunlar için birlik ol, el ver yanındakine.

Varsa bunlara uymayan, onları eleştir ve onları ayıpla, yargıla. Hatta varsa suç niteliği cezalandırılmasını sağla.

Kul hakkı yeme, başkalarına zarar verme. Hakça ve adaletle eşitlikle yaşamak için herkese faydan olsun herhalde, her koşulda. Değilse, yapmayacaksan bunları, mümkünse gölge bile etme.

İşin özü kim neyi kutlarsa kutlasın kardeşim. İyi güzel hoş olsun kutlamaları.

Bırakın isteyen eğlensin, istemeyen eğlenmesin. Baskıcı tutumdan, dayatmadan, “bana benzesin”, “ benim gibi yaşasın” ısrarından vazgeçelim.

Rahat bırakalım insanları lütfen. Herkes kendi hayatına baksın. Başkasına zarar vermeden, insanları bezdirmeden, kendi bildiği gibi devam etsin kendi yoluna. Kimseyi baskılamasın, kendi hayat görüşünü dayatmasın.

Beni sorarsanız her şeye inat kutlayacağım yeni yılı. Yer, mekan, ne yiyip ne içtiğim değil önemli olan. Önemli olan; dostlarımla, sevdiklerimle bir arada, eski yılın gidişini ( arkasından su dökmeden, sevinçle) kutlayacağım.

Yeni yılın ise tüm aydınlığıyla, güzel bir bahar gibi gelmesini dileyeceğim. Hayat umuttur bilirsiniz. Ben  31 Aralık’ta gelecek güzel günler için umutlara tutunacağım.

Kim kutlamış kim kutlamamış önemli değil. Yeni yılın aydınlığıyla, güzellikleriyle, güzel günlerle gelmesini temenni ediyorum. Tabii ki herkes için, hepimiz için..

Mutlu yıllar..

 

 

 

 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Varikosel Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Antalya OSB’nin yıldızları belli oldu