Yabancıya konut satışında kısıtlama getirilsin

Sendikadan yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: En son açıklanan Merkez Bankası verilerine göre, bir önceki yılın aynı ayı baz alındığında, Türkiye genelinde konut fiyat artışı %173,8 olarak gerçekleşmiştir. TÜFE etkisinden arındırılmış reel artış ise %52,6 dır. Burada ilaveten şunu belirtmekte fayda var ki, Merkez Bankası da, tıpkı ENAG gibi, TÜİK in enflasyon rakamını yalanlamaktadır. İl bazında değerlendirildiğinde ise bu artış, İstanbul’da nominal %200 seviyesindedir. Kiralar da yine en az bu yüzdeler kadar artmaktadır.

Bahsi geçen bu rakamlar, Türkiye’de emekçilerin, dar gelirli kesimlerin altından kalkabileceği rakamlar değildir. Kamu emekçilerine sahte enflasyon rakamları üzerinden verilen son 6 aylık zam ortadadır. Kamu emekçilerinin ev sahibi olması, hatta kirasını ödemesi dahi artık zora girmiş durumdadır. Hükümetin oy devşirme amaçlı hayal projelerini acilen bir tarafa bırakıp gerçekçi çözümler sunması gerekmektedir.

Son açıklanan TOKİ projesi, bugün kanayan yaraya ne zaman derman olacaktır? Ayakları yere basmayan, temeli çürük bu projenin, TOKİ’nin henüz 2019 projelerini dahi tamamlayıp teslim edememesi göz önünde bulundurulduğunda, zaten ölü doğduğu anlaşılmıştır. Bir an için Hükümet ve TOKİ’nin bu konuda samimi olduğu düşünülse bile, bu proje için ilk kazmanın vurulması dahi seçim zamanına yetişmeyecektir. Halka ilan edilen bu projenin Tamamen seçim odaklı popülist ve gündem değiştirme amaçlı bir hareket olduğu bellidir.

Farz-ı muhal projeye başlandığını ve AKP iktidarının devam ettiğini düşünelim. Projedeki konut ve işyerlerinin taksitleri, memur maaş artış oranına göre 6 ayda bir arttırılacağı duyurulmuştur. Bunun iki sakıncası mevcuttur; birincisi, memur maaş artış oranına altlık teşkil eden TÜFE rakamları, gerçeği yansıtmamaktadır. Dolayısı ile bu projede taahhüt altına giren müteahhit firmalar, gerçek enflasyona göre şekillenecek proje maliyetlerini karşılayamayacak ve projeler tamamlanamayacaktır. İkinci sakınca ise, bu projeye konut ya da işyeri almak amacıyla dahil olan kamu çalışanı olmayan vatandaşlar, kendi taksitlerinin olabildiğince az artmasını hedefleyecekleri için memur maaş artış oranının düşük hesaplanması yolunda bir baskı oluşturacaklar; bu durum da emekçi sınıfının kendi içinde bir çıkar çatışmasına sebep olacak,  sosyal kesimleri karşı karşıya bırakacaktır.

Her ne kadar AKP Hükümetinden bu konuda olumlu bir adım göremeyeceğimizi bilsekte, konut fiyatlarının düşürülmesi için son derece etkin olacak yöntemler önermek istiyoruz. Acilen uygulamaya konulması gereken 5 madde şu şekildedir.

1.      Yabancıya satışlara acilen kısıtlama getirilmeli, yabancıya satılmış taşınmazların emlak vergi bedelleri 2-3 katına çıkartılmalıdır.

2.      Emlak vergisine ilişkin her şey (matrah tespiti, tahsilatı vs.) belediyelerden alınmalı ve merkezi Maliye idaresine verilmeli. Acil olarak kütle değerlemesi yöntemi ile gerçeğe yakın emlak vergisi değerleri tespit edilmeli ve vergi tahakkuk-tahsilleri bu esasa göre yürütülmelidir.

3.      Emlak vergisinde “artan oranlı tarife” uygulanmalıdır. Sahip olunan gayrimenkullerin gerçek bedelleri üzerinden değerleri hesaplanmalı ve vergi oranı gitgide arttırılmalıdır.

4.      Gayrimenkul değer artış kazancı vergisi revize edilmeli efektif bir şekilde çalıştırılmalıdır. Kar sağlamak amacıyla kısa vadede gayrimenkul alım satımı yapanlardan caydırıcı oranda vergi alınmalıdır.

5.      Kiraya verilmemiş, boş olarak tutulan konutlar için “kaynak israf vergisi” uygulanmalıdır. Böylece kiralık konut arzı arttırılarak fahiş kira artışlarının önüne geçilecektir.

Bu önerilerin bir kısmının uygulamaya konması dahi, konut fiyatlarında geri çekilmeye sebep olacaktır.”

 

 

 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Hırsızını yakalattı

Antalyalı öğrenci dava açtı, AYM’den KYK kararı çıktı